12 Mayıs 2025 Pazartesi

Psikoloji Tarihi / 1950–1970: Davranışçılığın Hakimiyeti ve Bilişsel Devrimin Doğuşu

🎯 1. Davranışçılığın Güçlü Etkisi Devam Ediyor

  • 1950’lerde hâlâ B.F. Skinner’ın öncülüğünde davranışçılık psikolojiye hâkimdir.

  • Operant koşullanma, pekiştirme ve ceza kavramları bireylerin öğrenme süreçlerinin açıklanmasında temel alınmıştır.

  • 🧠 Ivan Pavlov (1849–1936) – Klasik Koşullanma

    • Aslen bir fizyolog olan Pavlov, köpeklerle yaptığı deneylerde klasik koşullanmayı keşfetti.

    • Nötr bir uyarıcının (zil sesi), tekrarlarla birlikte doğal bir tepkiyi (salya salgılama) ortaya çıkarabileceğini gösterdi.

    • Bu süreç:

      • UCS (koşulsuz uyarıcı) → Yemek

      • UCR (koşulsuz tepki) → Salya

      • CS (koşullu uyarıcı) → Zil

      • CR (koşullu tepki) → Salya

    👤 John B. Watson (1878–1958) – Davranışçılığın Kurucusu

    • “Psikoloji, davranışı öngörme ve kontrol etme bilimi olmalıdır.” diyerek zihinsel süreçleri dışladı.

    • "Little Albert Deneyi" ile bir çocuğun beyaz fareye karşı korku tepkisi geliştirmesini sağladı.

    • Sonuç: Duygusal tepkiler bile öğrenilebilir davranışlardır.

    🧑‍🔬 B.F. Skinner (1904–1990) – Radikal Davranışçılık ve Edimsel (Operant) Koşullanma

    • Davranışların sonuçlarına göre şekillendiğini savundu.

    • Ödül ve ceza kavramlarını “pekiştirme” ve “zayıflatma” terimleriyle açıkladı.

    • Skinner kutusu deneyleriyle fare ve güvercinlerin davranışlarını inceledi.

    👉 Operant Koşullanma Temel Kavramları:

    • Pekiştirme (Reinforcement): Davranışı artırır.

      • Pozitif pekiştirme: Davranış sonrası ödül (örneğin: çikolata vermek)

      • Negatif pekiştirme: Olumsuz bir durumun ortadan kaldırılması (örneğin: ödevi bitirince video izleyebilme)

    • Ceza: Davranışı azaltır.

      • Pozitif ceza: İstenmeyen davranış sonrası olumsuz bir uyarıcı vermek (azarlamak)

  • Ancak bu yaklaşım zihinsel süreçleri ihmal ettiği için eleştirilmeye başlanmıştır.

Örnek: Eğitimde davranışçı ilkeler kullanılarak pekiştirmeye dayalı sistemler (not, ödül-ceza) yaygın olarak benimsenmiştir.

🧠 2. Bilişsel Devrim Başlıyor (Cognitive Revolution)

  • 1956 yılı, bilişsel psikolojinin doğuş yılı olarak kabul edilir. Bu yıl Massachusetts’teki bir konferansta Noam Chomsky, George Miller ve Herbert Simon gibi isimler dil, bellek ve problem çözme üzerine yeni teoriler ortaya koymuştur.

  • Bilişsel devrim, psikolojideki odağın dış gözlemlenebilir davranışlardan, zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesine kaydığı bir dönemdir. Bu, davranışçı yaklaşımın sınırlamalarına tepki olarak doğmuştur ve zihni bir "bilgi işleme sistemi" gibi ele alan yeni yaklaşımların önünü açmıştır.

  • Davranışçılık, 20. yüzyılın ilk yarısında psikolojiye hâkimdi.

  • Ancak bu yaklaşım, düşünce, bellek, dikkat, dil, problem çözme gibi zihinsel süreçleri bilimsel olarak ölçülemez oldukları gerekçesiyle dışlıyordu.

  • İnsan zihnini "kara kutu" olarak görüp yalnızca girdiler (uyarıcılar) ve çıktılar (tepki/davranış) ile ilgileniyordu.

  • Bu dönemde zihin, bilgisayar metaforuyla açıklanmaya başlanmıştır. İnsan beyni bir bilgi işleme sistemi olarak görülmüştür.

  • Noam Chomsky, davranışçılığı dil öğrenimini açıklamakta yetersiz bulmuş ve doğuştan gelen dil yetisi fikrini öne sürmüştür.

  • George A. Miller, kısa süreli belleğin kapasitesini “7±2” olarak tanımlamıştır




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Psikoloji Tarihi / Quizizz Etkinliği

  Psikoloji Tarihi / Quizizz Etkinliği